İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | arise out of something f. | bir şeyden kalkmak |
Öbek Fiiller | arise out of something f. | bir şeyden yükselmek |
Öbek Fiiller | arise out of something f. | bir şeyden çıkmak |
Öbek Fiiller | arise out of something f. | bir şeyden kaynaklanmak |
Öbek Fiiller | arise out of something f. | bir şeyden dolayı meydana gelmek |
Öbek Fiiller | arise out of something f. | bir şeyden dolayı olmak |
Öbek Fiiller | arise out of something f. | bir şey nedeniyle olmak |
Öbek Fiiller | arise out of something f. | bir şey yüzünden olmak |
Öbek Fiiller | arise out of something f. | kötü şartlardan gelmek/doğmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | (bir şeyden) kaynaklanmak | ||
Criticism arising out of these problems should therefore be directed mainly at the Member States. Bu nedenle bu sorunlardan kaynaklanan eleştiriler esas olarak Üye Devletlere yöneltilmelidir. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | (bir şeyden) kalkmak | ||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | (bir şeyden) yükselmek | ||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | (bir şeyden) çıkmak | ||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | kötü şartlardan gelmek/doğmak | ||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | (bir şeyden) dolayı meydana gelmek | ||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | (bir şeyden) dolayı olmak | ||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | (bir şey) nedeniyle olmak | ||
Öbek Fiiller | arise out of (something) f. | (bir şey) yüzünden olmak |